VE bundan sonra vaki oldu ki, Abşalom kendisi için bir araba ile atlar, ve
önünde koşmak üzre elli adam hazırladı.
2. Abşalom erken kalkardı, ve kapı yolunun kenarında dururdu; ve vaki
olurdu ki, hüküm için kırala götürülecek dava sahibi her adamı Abşalom yanına
çağırır; ve: Sen hangi şehirdensin? derdi. Ve o: Kulun İsrail sıptlarının
birindendir, derdi.
3. Ve Abşalom ona derdi: Bak, senin işlerin iyi ve doğrudur; fakat kıral
tarafından seni dinliyecek kimse yoktur.
4. Ve Abşalom derdi: Keşke memlekette beni hâkim koysalar, ve davası yahut
muhakemesi olan her adam bana gelse, ve ona adalet etsem!
5. Ve vaki olurdu ki, bir adam ona iğilmek için yaklaştığı zaman elini
uzatır, ve onu tutar, ve onu öperdi.
6. Ve hüküm için kırala gelen bütün İsraile Abşalom böyle yapardı; ve
Abşalom İsrail adamlarının yüreğini çaldı.
7. Ve kırk* yıl sonunda vaki oldu ki, Abşalom kırala dedi: Rica ederim,
gideyim, RABBE adamış olduğum adağımı Hebronda ödiyeyim.
8. Çünkü kulun: Gerçek RAB beni Yeruşalime geri getirirse, RABBE kulluk
edeyim, diye Suriyede Geşurda oturduğum zaman adak adadım.
9. Ve kıral ona: Selâmetle git, dedi. Ve o kalkıp Hebrona gitti.
10. Ve Abşalom İsrail sıptlarının hepsine çaşıtlar gönderip dedi: Boru
sesini işittiğiniz zaman: Abşalom Hebronda kıral oldu, diyeceksiniz.
11. Ve Yeruşalimden çağırılmış olan iki yüz kişi Abşalomla beraber
gittiler, ve onlar temiz yürekle gidiyorlardı, ve hiç bir şey bilmiyorlardı.
12. Ve Abşalom kurbanları arzederken Davudun müşaviri Gilolu Ahitofeli
kendi şehrinden, Gilodan getirtti. Ve fesat cemiyeti kuvvetli idi; çünkü
Abşalomla olan kavm git gide çoğalıyordu.
* Bazı metinlerde dört.
13. Ve Davuda haber veren bir adam gelip dedi: İsrail adamlarının yüreği
Abşalomun arkasındadır.
14. Ve Davud Yeruşalimde, yanında olan bütün kullarına dedi: Kalkın da
kaçalım; yoksa Abşalomun önünden kaçıp kurtulan olmıyacak; gitmek için çabuk
davranın, yoksa bize çabuk yetişir, ve başımıza belâ getirir, ve şehri kılıçtan
geçirir.
15. Ve kıralın kulları kırala dediler: Efendim kıralın beğendiği ne ise,
işte biz kullarınız!
16. Ve kıral, ve ardı sıra bütün ev halkı çıktı. Ve kıral, cariyelerden on
kadını evi beklemek için bıraktı.
17. Ve kıral, ve ardı sıra bütün kavm çıktı; ve Beyt-merhakta durdular.
18. Ve bütün kulları onun yanından geçtiler, ve bütün Keretîler, ve bütün
Peletîler, ve bütün Gatlılar, Gattan onun ardınca gelmiş olan altı yüz kişi,
kıralın önünden geçtiler.
19. Ve kıral Gatlı İttaya dedi: Niçin sen de bizimle gidiyorsun? dön, ve
kıralla beraber kal; çünkü sen yabancısın, ve yurdundan sürülmüş bir adamsın;
kendi yerine dön.
20. Daha dün geldin; bugün seni bizimle beraber mi dolaştırayım? Ben nereye
gidebilirsem gideceğim. Dön, ve kardeşlerini de döndür; inayet ve hakikat
seninle beraber olsun.
21. Ve İttay kırala cevap verip dedi: Hay olan RABBİN hakkı, ve efendim
kıralın hayatı hakkı için, efendim kıral nerede ise, mutlaka bu kulun da, ölüm
için olsun, hayat için olsun, orada olacaktır.
22. Ve Davud İttaya dedi: Yürü ve geç. Ve Gatlı İttay, ve bütün adamları,
ve yanında olan bütün çocuklar geçtiler.
23. Ve bütün memleket yüksek sesle ağlıyordu, ve bütün kavm geçtiler; ve
kıral da Kidron vadisini geçti; ve bütün kavm çöl yoluna doğru geçtiler.
24. Ve işte, Tsadok da, Allahın ahit sandığını taşıyan bütün Levililerle
beraber geldi; ve Allahın sandığını yere koydular; ve bütün kavm şehirden
tamamen geçinciye kadar Abiatar yüksek bir yere çıktı.
25. Ve kıral Tsadoka dedi: Allahın sandığını şehre döndür; RABBİN gözünde
lûtuf bulursam beni geri getirir, ve onu ve meskenini bana gösterir;
26. fakat: Senden razı değilim, derse; işte ben, gözünde iyi olanı bana
yapsın.
27. Ve kıral kâhin Tsadoka dedi: Sen Gören değil misin? sen ve oğlun
Ahimaats, ve Abiatarın oğlu Yonatan, sizinle beraber iki oğlunuz selâmetle
şehre dönün.
28. Bakın, sizden bana ahvali bildiren söz gelinciye kadar, ben çölün
geçitlerinde eğleşeceğim.
29. Ve Tsadokla Abiatar Allahın sandığını Yeruşalime geri götürdüler; ve
orada kaldılar.
30. Ve Davud Zeytinlik dağının yokuşundan çıkıyor, ve çıkarken ağlıyordu;
ve başı örtülü idi, ve yalın ayak yürüyordu; ve kendisi ile beraber olan bütün
kavm, herkes başını örtmüştü, ve çıkıyorlar, ve çıkarken ağlıyorlardı.
31. Ve biri: Ahitofel Abşalomun yanında, fesatçılar arasındadır, diye
Davuda bildirdi. Ve Davud dedi: Ya RAB, niyaz ederim, Ahitofelin öğüdünü boşa
çıkar.
32. Ve vaki oldu ki, Davud Allaha secde kılınan tepe başına gelince, işte,
Arklı Huşay, esvabı yırtılmış, ve başı üzerinde toprak olarak, onu karşılamağa
geldi.
33. Ve Davud ona dedi: Eğer benimle beraber geçersen, bana yük olursun;
34. fakat eğer şehre döner, ve Abşaloma: Ey kıral, ben senin kulun
olacağım; geçmişte nasıl babanın kulu oldumsa, şimdi de öyle senin kulun
olacağım, dersen, o zaman benim için Ahitofelin öğüdünü bozarsın.
35. Ve Tsadok ve Abiatar kâhinler orada seninle beraber değil mi? ve vaki
olacak ki, kıralın evinden işiteceğin her şeyi Tsadok ve Abiatar kâhinlere
bildireceksin.
36. İşte, orada onların yanında iki oğulları, Tsadokun oğlu Ahimaats, ve
Abiatarın oğlu Yonatan vardır; ve işiteceğiniz her şeyi onların elile bana
göndereceksiniz.
37. Ve Davudun dostu Huşay şehre girdi; Abşalom da Yeruşalime girdi.