BAP 24

VE İsraile karşı RABBİN öfkesi yine alevlendi, ve: Git, İsraili ve Yahudayı say, diye Davudu onlara karşı tahrik etti.
2. Ve kıral, yanında olan ordu başbuğu Yoaba dedi: Şimdi Dandan Beer-şebaya kadar İsrailin bütün sıptları arasında dolaş, ve kavmı sayın, ve kavmın sayısını bileyim.
3. Ve Yoab kırala dedi: Allahın RAB kavmı, ne kadarsa yüz kat daha artırsın; ve efendim kıralın gözleri görsün; fakat niçin bu şey efendim kıralın hoşuna gidiyor?
4. Fakat kıralın sözü Yoaba karşı, ve ordunun reislerine karşı galebe etti. Ve Yoabla ordunun reisleri, İsrail kavmını saymak için kıralın önünden çıktılar.
5. Ve Erdenden geçtiler, ve Gad vadisinin ortasında olan şehrin sağ tarafında, Aroerde kondular;
6. ve Yazere, ve Gileada, ve Tahtim-hodşi diyarına geldiler; ve Dan-yaana, ve çepçevre Saydaya geldiler,
7. ve Sur hisarına, ve Hivîlerin ve Kenânlıların bütün şehirlerine geldiler; ve Beer-şebada Yahuda Cenubuna çıktılar.
8. Ve bütün memlekette dolaştılar, ve dokuz ay yirmi günün sonunda Yeruşalime geldiler.
9. Ve Yoab yazılanların sayısını kırala verdi; ve İsrailde kılıç çeken sekiz yüz bin yiğit vardı; ve Yahuda adamları beş yüz bin kişi idi.
10. Ve kavmı saydıktan sonra Davudun yüreği kendisini rahatsız etti. Ve Davud RABBE dedi: Yaptığım işte büyük suç ettim; ve şimdi, ya RAB, niyaz ederim, bu kulunun günahını sil; çünkü çok akılsızlık ettim.
11. Ve Davud sabahlayın kalktı; ve Davudun Göreni Gad peygambere RABBİN şu sözü geldi:
12. Git ve Davuda söyle: RAB şöyle diyor: Senin önüne üç şey koyuyorum; kendin için onlardan birini seç de sana onu yapayım.
13. Ve Gad Davuda gelip ona bildirdi, ve kendisine dedi: Sana memleketinde yedi kıtlık yılı mı gelsin? yoksa düşmanların seni kovalarken onların önünde üç ay mı kaçarsın? yoksa memleketinde üç gün veba mı olsun? Şimdi düşün ve bak, beni gönderene ne cevap götüreyim?
14. Ve Davud Gada dedi: Çok sıkılıyorum; şimdi RABBİN eline düşelim; çünkü onun rahmetleri çoktur; ve insan eline düşmiyeyim.
15. Ve RAB sabahtan tayin olunan vakte kadar İsrailin üzerine veba gönderdi; ve Dandan Beer-şebaya kadar kavmdan yetmiş bin kişi öldü.
16. Ve melek Yeruşalimi helâk etmek için ona doğru elini uzatınca, RAB mücazattan nadim olup kavmı helâk eden meleğe: Yeter; şimdi elini çek, dedi. Ve RABBİN meleği Yebusî Aravnanın harman yerinin yanında bulunuyordu.
17. Ve kavmı vuran meleği gördüğü zaman, Davud RABBE söyledi, ve dedi: İşte, ben suç ettim, ve ben iğrilik ettim; fakat bu koyunlar, onlar ne yaptılar? niyaz ederim, senin elin bana karşı, ve babamın evine karşı olsun.
18. Ve o gün Gad Davuda geldi, ve ona dedi: Çık, Yebusî Aravnanın harman yerinde RABBE mezbah kur.
19. Ve Gadın sözüne göre Davud RABBİN emretmiş olduğu gibi çıktı.
20. Ve Aravna baktı, ve kıralla kullarının kendisine doğru gelmekte olduklarını gördü; ve Aravna çıktı, ve kırala yüz üstü yere kadar iğildi.
21. Ve Aravna dedi: Niçin efendim kıral bu kuluna geldi? Ve Davud dedi: RABBE mezbah kurmak üzre senden harman yerini satın almak için geldim ki, kavmın üzerinden veba kaldırılsın.
22. Ve Aravna Davuda dedi: Efendim kıral gözünde iyi olanı alsın, ve takdime arzetsin; işte, yakılan takdime olarak öküzler, ve odun olmak üzre dövenler, ve öküzlerin takımları;
23. ey kıral, Aravna bunların hepisini kırala veriyor. Ve Aravna kırala dedi: Allahın RAB senden razı olsun.
24. Ve kıral Aravnaya dedi: Hayır, fakat senden mutlaka bir bedel ile satın alacağım; ve Allahım RABBE hiçe mal olmuş yakılan takdimeler arzetmem. Ve Davud harman yerini ve öküzleri elli şekel gümüşe satın aldı.
25. Ve Davud orada RABBE bir mezbah yaptı, ve yakılan takdimeler ve selâmet takdimeleri arzetti. Ve RAB diyar için olan duaları kabul etti, ve İsrail üzerinde veba kaldırıldı.

BAP 23

VE Davudun son sözleri şunlardır: Yessenin oğlu Davud diyor, Ve yükseğe çıkarılan adam, Yakubun Allahının mesihi, Ve İsrailin tatlı mezmur şairi diyor:
2. RABBİN Ruhu benim vasıtamla söyledi, Ve onun sözü benim dilim üzerinde idi.
3. İsrailin Allahı dedi, İsrailin Kayası bana söyledi: İnsanlar üzerine doğrulukla saltanat eden, Allah korkusu ile saltanat eden,
4. Bulutsuz bir sabah gibi, Güneş doğduğu zaman sabah nuru gibi olacaktır; Onun parıltısı yağmurdan sonra yerden taze ot bittirir.
5. Gerçek benim evim Allahla öyle değildir; Fakat benimle ebedî ahit kesti; Her şeyi düzgün ve emindir; Çünkü onu hattâ filizlendirmediği halde, O bütün kurtuluşum ve dileğimdir;
6. Fakat yaramazlar, onların hepsi atılacak dikenler gibi olacaklardır, Çünkü elle tutulamazlar;
7. Fakat onlara dokunan adam, Demirle ve mızrak sapı ile silâhlanmalıdır. Ve yerlerinde ateşle tamamen yakılacaklardır.
8. Davudun yiğitlerinin adları şunlardır: Üçlerin başı Tahkemonlu Yoşebbaşşebet, bir kerede vurulmuş sekiz yüz kişiye karşı olan Etsnî Adino o idi.
9. Ve ondan sonra Ahohî bir adamın oğlu Dodayın oğlu Eleazardı, cenk için oraya toplanmış olan Filistîlere meydan okudukları, ve İsrail adamları çekilip gittikleri zaman, Davudla beraber olan üç yiğitten biri idi.
10. O kalktı, ve eli yorulup kılıca yapışıncıya kadar Filistîleri vurdu; ve RAB o gün büyük kurtuluş yaptı; ve kavm ancak çapul almak için onun ardınca döndüler.
11. Ve ondan sonra Hararlı Agenin oğlu Şamma idi. Ve Filistîler bir bölük olarak toplandılar, ve orada mercimek dolu bir tarla parçası vardı; ve kavm Filistîlerin önünden kaçtı.
12. Fakat o, tarlanın ortasında durup onu müdafaa etti, ve Filistîleri vurdu; ve RAB büyük kurtuluş yaptı.
13. Ve baş Otuzlardan üçü indi, ve biçim vaktinde Davuda, Adullam mağarasına geldiler; ve Filistîlerin bölüğü Refaim deresinde ordugâh kurdular.
14. Ve Davud o zaman hisarda idi; ve Filistîlerin askeri o zaman Beyt-lehemde idi.
15. Ve Davud özliyip dedi: Keşke biri Beyt-lehemde, kapının yanında olan kuyudan bana su içirse!
16. Ve bu üç yiğit Filistîler ordusunu yardılar, ve kapının yanında olan Beyt-lehem kuyusundan su çektiler, ve onu alıp Davuda getirdiler; fakat ondan içmek istemedi, ve onu RABBE takdime olarak döktü.
17. Ve dedi: Ya RAB, bunu yapmak benden uzak olsun, canlarını tehlikeye koyup giden adamların kanını mı içeyim? Bundan dolayı içmek istemedi. Bu şeyleri üç yiğit yaptı.
18. Ve Yoabın kardeşi, Tseruyanın oğlu Abişay Üçlerin başı idi. Ve üç yüz kişiye karşı mızrağını kaldırıp onları öldürdü, ve onun üç yiğit arasında adı vardı.
19. Üç yiğitten en şereflisi değil mi idi? Ve onların reisi oldu; fakat birinci Üçlere erişmedi.
20. Kabtseelli cesur bir adamın oğlu, Yehoyadanın oğlu olup kuvvetli işler yapmış olan Benaya, Moablı Arielin iki oğlunu vurdu; bir de kar günü inip çukur içinde bir aslan vurdu.
21. Ve görünüşü güzel bir Mısırlıyı vurdu; ve Mısırlının elinde mızrak vardı; ve onun yanına değnekle indi, ve Mısırlının elinden mızrağı çekip aldı, ve onu kendi mızrağı ile öldürdü.
22. Bu şeyleri Yehoyadanın oğlu Benaya yaptı; ve üç yiğit arasında adı vardı.
23. Otuzlardan daha şerefli idi, fakat birinci Üçlere erişmedi. Ve Davud onu muhafızlarının başına koydu.
24. Yoabın kardeşi Asahel Otuzlardan biri idi; Beyt-lehemli Dodonun oğlu Elhanan,
25. Harodlu Şamma, Harodlu Elika,
26. Paltî Helets, Tekoalı İkkeşin oğlu İra,
27. Anatotlu Abiezer, Huşalı Mebunnay,
28. Ahohî Tsalmon, Netofalı Maharay,
29. Netofalı Baananın oğlu Heleb, Benyamin oğulları Gibeasından Ribayın oğlu İttay,
30. Piratonlu Benaya, Gaaş vadilerinden Hidday,
31. Arbalı Abi-albon, Barhumlu Azmavet,
32. Şaalbonlu Elyahba, Yaşen oğulları, Yonatan,
33. Hararlı Şamma, Ararlı Şararın oğlu Ahiam,
34. Ahasbayın oğlu Elifelet Maakalının oğlu, Gilolu Ahitofelin oğlu Eliam.
35. Karmelli Hetsro, Arbalı Paaray,
36. Tsobalı Natanın oğlu İgal, Gadî Bani,
37. Ammonî Tselek, Beerotlu Naharay, Tseruyanın oğlu Yoabın silâhtarları,
38. İtrî İra, İtrî Gareb,
39. Hittî Uriya; hepsi otuz yedi.

BAP 22

VE RAB Davudu bütün düşmanlarının elinden, ve Saulun elinden kurtardığı gün, Davud şu ilâhinin sözlerini RABBE söyledi;
2. ve dedi: RAB benim kayam, ve hisarım, evet, kurtarıcımdır;
3. Allah kayamdır, ona sığınacağım; Kalkanım, kurtuluşumun kuvveti, yüksek kulem, ve sığınacak yerimdir; Ey kurtarıcım, beni zorbalıktan sen kurtarırsın.
4. Hamde lâyık olan RABBİ çağıracağım; Ve düşmanlarımdan kurtulacağım;
5. Çünkü çevremi ölüm dalgaları sardı; Yaramazlık selleri beni ürküttü.
6. Ölüler diyarının ipleri beni kuşattı; Ölümün kementleri üzerime geldi.
7. Sıkıntım içinde RABBE dua ettim, Ve Allahımı imdada çağırdım; Ve mabedinden sesimi işitti, Ve feryadım onun kulaklarına erişti.
8. O zaman dünya sarsılıp titredi; Göklerin temelleri oynadılar, Ve sarsıldılar, çünkü o öfkelendi.
9. Burnundan duman yükseldi, Ağzından ateş yiyip bitirdi; Ondan közler tutuştular.
10. Gökleri de iğip indi; Ve koyu karanlık ayaklarının altında idi.
11. Ve bir kerubiye binip uçtu; Ve yelin kanatları üzerinde göründü.
12. Karanlığı, suların toplantısını, Asümanın koyu bulutlarını kendi çevresine çardaklar yaptı.
13. Önündeki parıltıdan; Ateş közleri tutuştular.
14. RAB göklerden gürledi, Ve Yüce Olan ses verdi.
15. Oklar salıp onları dağıttı; Şimşek salıp onları bozgun etti.
16. RABBİN azarlamasından, Burun nefesinin vuruşundan, Denizin derinlikleri göründü, Ve dünyanın temelleri açıldı.
17. Yukarıdan elini uzattı, beni tuttu; Beni çok sulardan çıkardı;
18. Beni kuvvetli düşmanımdan, Benden nefret edenlerden azat etti; çünkü onlar benden zorlu idiler.
19. Felâketim gününde önüme çıktılar; Fakat RAB bana destek oldu.
20. Ve beni geniş yere çıkardı; Beni kurtardı, çünkü benden hoşlandı.
21. RAB salâhıma göre bana ödedi; Ellerimin temizliğine göre karşılığımı verdi.
22. Zira RABBİN yollarını tuttum, Ve kötülükle Allahımdan ayrılmadım.
23. Çünkü bütün hükümleri önümdedir; Ve kanunları ise, onlardan ben ayrılmadım.
24. Ve onunla kâmil idim; Ve günahımdan kendimi tuttum.
25. Bunun için RAB salâhıma göre, Gözü önünde temizliğime göre karşılığımı verdi.
26. İnayetli ile inayetli olursun; Kâmil adamla kâmil olursun;
27. Pâk olanla pâk olursun; Ve iğri adamla ters olursun.
28. Ve hakir kavmı sen kurtaracaksın, Fakat gözlerin kibirlilerin üzerindedir, onları alçaltacaksın.
29. Çünkü çerağım sensin, ya RAB; Ve benim karanlığımı RAB aydınlatacaktır.
30. Çünkü seninle asker üzerine hücum ederim, Ve Allahımla duvar aşarım.
31. Allah, O’nun yolu kâmildir; RABBİN sözü saftır; O kendisine sığınanların hepsine kalkandır.
32. Çünkü RABDEN başka Allah kimdir? Ve Allahımızdan başka kaya kimdir?
33. Allah benim kuvvetli kulemdir; Ve kâmilleri kendi yolunda güder.
34. O ayaklarımı geyik ayakları gibi eder; Ve beni yüksek yerlerin üzerine diker.
35. Ellerimi cenk için talim eder de, Bazularım tunç yayı kurar.
36. Ve bana kurtarışının kalkanını verdin, Ve lûtfun beni büyük etti.
37. Adımlarımın yerini genişlettin, Ve ayaklarım kaymadı.
38. Düşmanlarımı kovaladım, ve onları helâk ettim; Ve onlar bitmeyince geri dönmedim.
39. Onları telef ettim, ve onları ezdim, ve artık kalkamadılar; Ve ayaklarımın altına düştüler.
40. Çünkü cenk için bana kuvvet kuşattın; Bana karşı ayaklananları altımda çöktürdün.
41. Düşmanlarımın sırtını da bana çevirttin, Benden nefret eyliyenleri de yok ettim.
42. Onlar baktılar, fakat kurtaran yoktu; RABBE baktılar, fakat onlara cevap vermedi.
43. O zaman yerin tozu gibi onları ezdim; Onları sokakların çamuru gibi ayak altına alıp çiğnedim.
44. Kavmımın çekişmelerinden beni azat ettin; Milletlere baş olmak için beni korudun; Bilmediğim bir kavm bana kulluk edecek.
45. Yabancı oğulları bana boyun iğecekler; Kulakları işitince bana itaat edecekler.
46. Yabancı oğulları takatsiz kalacaklar, Ve hisarlarından titriyerek çıkacaklar.
47. RAB hay dir; ve kayam mubarek olsun; Ve kurtuluşumun kayası Allah yüce olsun;
48. O Allah ki, bana öçler verir, Kavmları bana tâbi kılar,
49. Ve düşmanlarımın ortasından beni çıkarır; Evet, bana karşı ayaklananlar üzerinde beni yükseltirsin; Zorba adamdan beni azat eylersin.
50. Bunun için, ya RAB, milletler arasında sana şükrederim, Ve senin ismine terennüm eylerim.
51. RAB kıralına büyük kurtuluşlar verir, Ve mesihine, Davuda, ve onun zürriyetine, Ebediyen inayet eder.

BAP 21

VE Davudun günlerinde arka arkaya üç yıl kıtlık oldu; ve Davud RABDEN sordu. Ve RAB dedi: Saulun yüzünden, ve kanlı evinin yüzündendir, çünkü Gibeonluları öldürdü.
2. Ve kıral Gibeonluları çağırıp onlara söyledi (ve Gibeonlular İsrail oğullarından değildiler, fakat Amorîlerin artakalanlarından idiler; ve İsrail oğulları onlara and etmişlerdi; ve Saul İsrail ve Yahuda oğulları uğrunda gayretinden ötürü onları vurmağa çalışmıştı);
3. ve Davud Gibeonlulara dedi: Sizin için ne yapayım? ve ne ile kefaret edeyim ki, RABBİN mirasını mubarek kılasınız?
4. Ve Gibeonlular ona dediler: Saulla ve onun evile işimiz gümüş ve altın değildir; ve İsrailde adam öldürmek de bize düşmez. Ve o dedi: Siz ne derseniz size onu yaparım.
5. Ve kırala dediler: Bizi bitiren, ve biz helâk olup bütün İsrail sınırlarında kalmıyalım diye bize karşı tertipler kuran adamın oğullarından yedi kişi bize verilsin,
6. ve RABBİN seçmiş olduğu Saulun Gibeasında RAB için onları asalım. Ve kıral dedi: Ben onları veririm.
7. Ve Davudla Saulun oğlu Yonatan arasında, kendileri arasında RABBİN andı olduğu için, kıral Saulun oğlu Yonatanın oğlu Mefiboşeti esirgedi.
8. Ve Ayyanın kızı Ritspanın Saula doğurduğu iki oğlunu, Armoniyi ve Mefiboşeti, ve Salun kızı Mikalın Meholalı Barzillay oğlu Adriele doğurmuş olduğu beş oğlunu kıral aldı;
9. ve onları Gibeonluların eline verdi, ve onları dağda, RABBİN önünde astılar, ve yedisi birlikte düştüler. Ve onlar biçim günlerinde, ilk günlerde, arpa biçiminin başlangıcında öldürüldüler.
10. Ve Ayyanın kızı Ritspa çul aldı, ve onu kendisi için kayaya serdi; biçimin başlangıcından onların üzerine gökten su dökülünciye kadar, gündüzleri gök kuşlarını, ve geceleri kır hayvanlarını onların üzerine gelmeğe bırakmadı.
11. Ve Saulun cariyesi Ayyanın kızı Ritspanın yaptığı şey Davuda bildirildi.
12. Ve Davud gidip Salun kemiklerini ve oğlu Yonatanın kemiklerini Yabeş-gilead erlerinden aldı; Filistîlerin Gilboada Saulu vurdukları gün, Filistîlerin onları asmış oldukları Beyt-şan meydanından onları bu erler çalmışlardı:
13. ve Saulun kemiklerile oğlu Yonatanın kemiklerini oradan çıkardı; ve asılmış olanların kemiklerini topladılar.
14. Ve Saulun ve oğlu Yonatanın kemiklerini Benyamin diyarında Tselada, babası Kişin kabrine gömdüler; ve kıralın emrettiği her şeyi yaptılar. Ve bundan sonra Allah diyar için duaları kabul etti.
15. Ve yine Filistîlerin İsraille cengi oldu; ve Davud, ve kendisile beraber kulları indiler, ve Filistîlere karşı cenkettiler. Ve Davud yorgun düştü;
16. Rafa* oğullarından İşbi-benob Davudu vurayım dedi, ve mızrağının ağırlığı üç yüz şekel tunçtu, ve yeni bir kılıç kuşanmıştı.
17. Ve Tseruyanın oğlu Abişay Davuda yardım edip Filistîyi vurdu, ve onu öldürdü. O zaman Davudun adamları ona and ettiler ve dediler: Bizimle beraber artık cenge çıkmıyacaksın ki, İsrailin çerağını söndürmiyesin.
* Yahut, dev.
18. Ve bundan sonra vaki oldu ki, yine Filistîlerle Gobda cenk oldu; o zaman Huşalı Sibbekay Rafa oğullarından Safı vurdu.
19. Ve yine Filistîlerle Gobda cenk oldu; ve Beyt-lehemli Yaareoregimin oğlu Elhanan Gatlı Golyatın kardeşini vurdu, onun mızrağının sapı çulha merteği gibi idi.
20. Ve yine Gatta cenk oldu, ve orada uzun boylu bir adam vardı, ve ellerinin parmakları ve ayaklarının parmakları altışar altışar, sayıca yirmi dörttü; o da Rafaya doğmuştu.
21. Ve İsraile meydan okudu, ve Davudun kardeşi Şimeinin oğlu Yonatan onu vurdu.
22. Bu dört kişi Gatta Rafaya doğmuş idiler; ve Davudun elile ve kullarının elile düştüler.

BAP 20

VE Benyaminî Bikrinin oğlu Şeba, alçak bir adam, orada bulundu; ve boru çalıp dedi: Bizim Davudda hissemiz yoktur, ve Yessenin oğlunda mirasımız yoktur; ey İsrail, herkes çadırlarına!
2. Ve bütün İsrail adamları Davudun arkasından çekildiler, ve Bikrinin oğlu Şebanın ardına düştüler; fakat Yahuda adamları Erdenden Yeruşalime kadar kırallarına yapıştılar.
3. Ve Davud Yeruşalimde olan evine geldi; ve kıral, evi beklemek için bırakmış olduğu cariyeleri olan on kadını aldı, ve onları göz altında bir eve koydu, ve onları besledi, fakat onların yanına girmedi. Ve ölümleri gününe kadar dul yaşıyarak kapalı kaldılar.
4. Ve kıral Amasaya dedi: Üç güne kadar Yahuda adamlarını bana çağır, ve sen burada hazır ol.
5. Ve Amasa Yahuda adamlarını bir araya çağırmak için gitti; fakat ona tayin ettiği vakitten geç kaldı.
6. Ve Davud Abişaya dedi: Şimdi, Bikrinin oğlu Şeba bize Abşalomun ettiğinden daha çok kötülük edecek; senin efendinin kullarını al, ve onun ardını kov, yoksa kendisi için duvarlı şehirler bulur, ve gözümüzden kaçar.
7. Ve Yoabın adamları, ve Keretîlerle Peletîler, ve bütün yiğitler onun ardından çıktılar; ve Bikrinin oğlu Şebanın ardını kovmak için Yeruşalimden çıktılar.
8. Onlar Gibeonda olan büyük taşın yanında iken Amasa onları karşılamağa geldi. Ve Yoab kendi kaftanını giymişti, ve kaftanın üzerinde bir kemer vardı, ve ona bağlı olan kınında bir kılıç belinde idi; ve o çıkarken kılıç yere düştü.
9. Ve Yoab Amasaya dedi: Kardeşim, iyi misin? Ve Yoab onu öpmek için sağ elile Amasayı sakalından tuttu.
10. Ve Amasa Yoabın elinde olan kılıçtan çekinmedi; ve Amasayı onunla karnından vurdu, ve barsaklarını yere döktü, ve ikinci kere onu vurmadı; ve öldü.
Ve Yoabla kardeşi Abişay Bikrinin oğlu Şebanın ardını kovdular.
11. Ve Yoabın gençlerinden biri onun yanında durup dedi: Kim Yoabdan razı ise, ve kim Davud taraftarı ise Yoabın ardınca gelsin.
12. Ve Amasa büyük yolun ortasında kan içinde yuvarlanmakta idi. Ve o adam bütün kavmın durmakta olduğunu görünce, Amasayı büyük yoldan kıra götürüp üzerine bir esvap attı, çünkü gördü ki, onun yanına gelen her adam duruyordu.
13. Ve Amasa büyük yoldan kaldırılınca herkes Bikrinin oğlu Şebanın ardını kovmak için Yoabın ardınca gitti.
14. Ve Yoab Abele, ve Beyt-maakaya, ve bütün Berîlere kadar, bütün İsrail sıptları içinden geçti; ve toplanıp onlar da ardınca gittiler.
15. Ve Beyt-maakanın Abel şehrinde Şebayı sardılar, ve şehre karşı meteris kurdular, ve duvara dayandı; ve Yoabın yanında olan bütün kavm duvarı yıkmak için lağım açıyorlardı.
16. Ve şehirden akıllı bir kadın bağırdı: Dinleyin, dinleyin, rica ederim, Yoaba söyleyin, buraya yaklaşsın, onunla söyleşeceğim.
17. Ve ona yaklaştı, ve kadın: Sen Yoab mısın? dedi. Ve o: Benim, dedi. Ve kadın ona dedi: Bu cariyenin sözlerini dinle. Ve o: Dinliyorum, dedi.
18. Ve kadın söyliyip dedi: Mutlaka Abelde öğüt soracaklar, diye eski zamanda söylenirdi; ve işi öyle bitirirlerdi.
19. Ben İsrailde barışıklık seven ve sadık olanlardanım; sen bir şehri, İsrailde bir anayı öldürmeğe çalışıyorsun; niçin RABBİN mirasını yutmak istiyorsun?
20. Ve Yoab cevap verip dedi: Allah göstermesin, göstermesin ki, yutayım, yahut yıkayım.
21. İş öyle değil; fakat Bikrinin oğlu Şeba adında Efraim dağlığından bir adam kırala karşı, Davuda karşı elini kaldırdı; yalnız onu verin de şehirden gideyim. Ve kadın Yoaba dedi: İşte, duvarın üstünden onun başı sana atılacaktır.
22. Ve kadın kendi hikmetile bütün kavma gitti. Ve Bikrinin oğlu Şebanın başını kestiler, ve onu Yoaba attılar. Ve o boru çaldı, ve şehirden dağıldılar, herkes kendi çadırına gitti. Ve Yoab Yeruşalime, kıralın yanına döndü.
23. Ve Yoab bütün İsrail ordusu başında idi; ve Yehoyadanın oğlu Benaya Keretîlerin ve Peletîlerin başında idi;
24. ve Adoram angaryacıların başında idi; ve Ahiludun oğlu Yehoşafat vakanüvis idi;
25. ve Şeva kâtipti; ve Tsadokla Abiatar kâhindiler;
26. ve Yairli İra da Davudun veziri idi.

BAP 19

VE Yoaba: İşte, kıral Abşalom için ağlıyor ve yas tutuyor, diye bildirildi.
2. Ve kurtuluş o gün bütün kavm için bir yas oldu; çünkü kavm: Kıral, oğlu için acıklıdır, diye o gün işitti.
3. Cenkte kaçtıkları zaman utanan kavm nasıl hırsız gibi giderlerse, o gün kavm da şehre hırsız gibi girdiler.
4. Ve kıral yüzünü örttü, ve kıral yükses sesle bağırdı: Oğlum Abşalom, ey Abşalom, oğlum, oğlum!
5. Ve Yoab eve, kırala gelip dedi: Senden nefret edenleri sevmekle, ve seni sevenlerden nefret etmekle bugün bütün kullarını utandırdın, o kulların ki, bugün senin canını, ve oğullarının ve kızlarının canlarını, ve karılarının canlarını, ve cariyelerinin canlarını kurtardılar.
6. Çünkü bugün reislerin ve kulların senin gözünde bir şey olmadığını bildirdin; çünkü bugün anlıyorum ki, eğer Abşalom sağ, ve hepimiz bugün ölü olsa idik senin gözünde doğru olacaktı.
7. Ve şimdi kalk, çık, ve kullarının gönlünü hoş et; çünkü RABBİN hakkı için and ediyorum ki, eğer çıkmazsan, bu gece senin yanında kimse kalmıyacaktır; bu da senin için, çocukluğundan şimdiye kadar başına gelmiş olan kötülüklerin hepsinden daha kötü olacaktır.
8. Ve kıral kalkıp kapıda oturdu. Ve bütün kavma: İşte, kıral kapıda oturuyor, diye bildirdiler; ve bütün kavm kıralın önüne geldi.
İsrail ise, herkes çadırına kaçmıştı.
9. Ve İsrailin bütün sıptlarında bütün kavm çekişip diyorlardı: Kıral bizi düşmanlarımızın elinden kurtardı, ve o bizi Filistîlerin elinden kurtardı ve şimdi Abşalomun yüzünden memleketten kaçtı.
10. Üzerimize kıral meshettiğimiz Abşalom ise cenkte öldü. Ve şimdi kıralı geri getirmek hakkında niçin susuyorsunuz?
11. Ve kıral Davud Tsadok ve Abiatar kâhinlere gönderip dedi: Kıralı evine getirmekte siz niçin sonuncular oluyorsunuz? bütün İsrailin onu evine geri getirmek için olan sözü kıralın kulağına gelmiştir, diye Yahuda ihtiyarlarına söyleyin.
12. Siz kardeşlerimsiniz, kemiğim ve etimsiniz; ve kıralı geri getirmekte niçin sonuncular oluyorsunuz?
13. Ve Amasaya söyleyin: Sen kemiğim ve etim değil misin? daima benim önümde Yoabın yerine ordunun başbuğu olmazsan, Allah bana böylesini ve daha ziyadesini etsin.
14. Ve bir adammış gibi bütün Yahuda adamlarının yüreğini meylettirdi; ve kırala gönderip dediler: Sen bütün kullarınla beraber dön.
15. Ve kıral döndü ve Erdene vardı. Ve Yahuda, kıralı karşılamak için, ve kıralı Erdenden geçirmek için Gilgala geldi.
16. Ve Bahurimden olan Benyaminî Geranın oğlu Şimei, Yahuda adamları ile beraber kıral Davudu karşılamak için çabuk davranıp indi.
17. Ve onun yanında Benyaminden bin kişi, ve Saul evinin hizmetçisi Tsiba ve onun ile beraber on beş oğlu ve yirmi kulu vardı; ve kıralın önünde Erdenden geçtiler.
18. Ve kıralın ev halkını geçirmek için ve onun gözünde iyi olanı yapmak için kayık geçti. Ve Geranın oğlu Şimei Erdenden geçtikten sonra kıralın önünde düştü.
19. Ve kırala dedi: Efendim bana günah saymasın, ve efendim kıralın Yeruşalimden çıktığı günde bu kulunun ettiği sapıklığı kıral yüreğine koymak üzre hatırlamasın.
20. Çünkü suç ettiğimi bu kulun biliyor; ve işte, efendim kıralı karşılamak üzre inmek için bütün Yusuf evinden ilk olarak bugün ben geldim.
21. Fakat Tseruyanın oğlu Abişay cevap verip dedi: RABBİN mesihine lânet etmiş olan Şimei bunun için öldürülmiyecek mi?
22. Ve Davud dedi: Ey Tseruyanın oğulları, bugün bana hasım olmanız için sizinle benim aramda ne var? bugün İsrailde kimse öldürülür mü? çünkü bugün İsrail üzerine kıral olduğumu bilmiyor muyum?
23. Ve kıral Şimeiye: Ölmiyeceksin, dedi. Ve kıral ona and etti.
24. Ve Saul oğlu Mefiboşet kıralı karşılamak için indi; kıralın gittiği günden selâmetle eve geldiği güne kadar ayaklarına bakmamış, ve sakalını düzeltmemiş, ve esvabını yıkamamıştı.
25. Ve vaki oldu ki, kıralı karşılamak için Yeruşalimden geldiği zaman, kıral ona dedi: Mefiboşet, niçin benimle beraber çıkmadın?
26. Ve o cevap verdi: Ey efendim kıral, hizmetçim beni aldattı; çünkü bu kulun: Kendim için eşeğe palan vurayım da üzerine bineyim; ve kıralla beraber gideyim, demiştim; çünkü kulun topaldır.
27. Ve kulunu efendim kırala çekiştirmiştir; ve efendim kıral Allahın meleği gibidir; ve senin gözünde iyi olanı yap.
28. Çünkü babamın bütün evi efendim kıralın önünde ölüm oğullarından başka bir şey değilken sen bu kulunu kendi sofranda yemek yiyenler arasına koydun; ve artık benim ne hakkım var, ve artık kırala bağıracak neyim var?
29. Ve kıral ona dedi: İşlerin hakkında niçin söz uzatıyorsun? sen ve Tsiba toprağı paylaşın, diyorum.
30. Ve Mefiboşet kırala dedi: Mademki efendim kıral selâmetle geldi, hepsini de o alsın.
31. Ve Gileadlı Barzillay Rogelimden indi; ve kıralı Erdenden geçirmek için onunla beraber Erdenden geçti.
32. Ve Barzillay çok ihtiyar, seksen yaşında idi; ve kıral Mahanaimde kaldığı zaman onu kendisi beslemişti; çünkü o çok büyük bir adamdı.
33. Ve kıral Barzillaya dedi: Benimle beraber geç, ve Yeruşalimde seni yanımda besliyeyim.
34. Ve Barzillay kırala dedi: Ömrümün yıllarının günleri ne kadardır ki, kıralla beraber Yeruşalime çıkayım?
35. Ben bugün seksen yaşındayım; iyi ile kötüyü ayırt edebilir miyim? Bu kulun, yediğinin ve içtiğinin tadını alabilir miyim? erkek ve kadın hanendeler sesini dinliyebilir miyim? ve niçin artık bu kulun efendim kırala yük olayım?
36. Bu kulun ancak kıralla Erdeni geçmek istiyor; ve niçin kıral bana bu mükâfatı versin?
37. Şimdi rica ederim, kulun dönsün, ve şehrimde babamın ve anamın kabri yanında öleyim. Fakat işte, kulun Kimham; efendim kıralla o geçsin; ve gözünde iyi olanı ona yap.
38. Ve kıral dedi: Kimham benimle beraber geçecek, ve senin gözünde iyi olanı ona yapacağım; ve benden istiyeceğin her şeyi senin için yapacağım.
39. Ve bütün kavm Erdenden geçti, kıral da geçti; ve kıral Barzillayı öptü, ve onu mubarek kıldı; ve o yerine döndü.
40. Ve kıral Gilgala geçti, ve Kimham onunla beraber geçti; ve bütün Yahuda kavmı, ve İsrail kavmının da yarısı kıralı geçirdiler.
41. Ve işte, bütün İsrail adamları kırala geldiler, ve kırala dediler: Niçin kardeşlerimiz Yahuda adamları seni çaldılar, ve kıralı, ve ev halkını, ve onunla beraber bütün Davud adamlarını Erdenden geçirdiler?
42. Ve bütün Yahuda adamları İsrail adamlarına cevap verdiler: Çünkü kıral akrabamızdandır; ve bu işe niçin öfkelendiniz? biz kıralın kesesinden bir şey yedik mi? yahut bize bir hediye mi verdi?
43. Ve İsrail adamları Yahuda adamlarına cevap verip dediler: Kıralda on hissemiz vardır, hem de Davudda bizim sizden ziyade hakkımız vardır; ve niçin bizi hor gördünüz de, kıralımızı geri getirmekte önce bizim reyimiz alınmadı? Ve Yahuda adamlarının sözleri İsrail adamlarının sözlerinden daha sertti.

BAP 18

VE Davud yanında olan kavmı saydı, ve üzerlerine binbaşılar ve yüzbaşılar koydu.
2. Ve Davud kavmı, üçte biri Yoabın eli altında, ve üçte biri Yoabın kardeşi Tseruyanın oğlu Abişayın eli altında, ve üçte biri Gatlı İttayın eli altında olarak gönderdi. Ve kıral kavma dedi: Mutlaka ben de sizinle beraber çıkacağım.
3. Fakat kavm dedi: Çıkmıyacaksın; çünkü biz kaçarsak, bize aldırmazlar; eğer yarımız bile ölürsek, bize aldırmazlar; fakat sen bizim on binimiz gibisin; ve şimdi şehirden bize yardım etmeğe hazır olman daha iyidir.
4. Ve kıral onlara dedi: Gözünüzde iyi olanı yaparım. Ve kıral kapının yanında durdu, ve bütün kavm yüzlerle ve binlerle çıktılar.
5. Ve kıral Yoaba, ve Abişaya, ve İttaya emredip dedi: Benim hatırım için o gence, Abşaloma yumuşak davranın. Ve kıral Abşalom hakkında reislerin hepsine emrederken bütün kavm işittiler.
6. Ve kavm kıra, İsraile karşı çıktı; ve cenk Efraim ormanında oldu.
7. Ve İsrail kavmı orada Davudun kulları önünde bozuldular, ve o gün orada büyük kırgın oldu, yirmi bin kişi.
8. Ve orada cenk bütün memleket üzerine yayıldı; ve o gün kılıcın yediğinden fazlasını orman yedi.
9. Ve Abşalom Davudun kullarına rast geldi. Ve Abşalom katıra binmişti, ve katır büyük bir meşe ağacının sık dalları altına girdi, ve Abşalom başından meşe ağacına tutuldu, ve gökle yer arasında asılı kaldı; ve altındaki katır geçip gitti.
10. Ve bir adam görüp Yoaba bildirdi; ve dedi: İşte, Abşalomu bir meşe ağacında asılı gördüm.
11. Ve Yoab kendisine bildiren adama dedi: Ve işte, sen gördün de niçin onu orada yere vurmadın? ve sana on parça gümüş ve bir kuşak vermek bana düşerdi.
12. Ve adam Yoaba dedi: Avucuma bin parça gümüş alsam bile kıralın oğluna elimi uzatmam; çünkü sana ve Abişaya ve İttaya: Sakının o gence, Abşaloma, kimse dokunmasın, diye kıralın emrettiğini kulaklarımızla işittik.
13. Yoksa onun canına karşı hile ile davransa idim (ve hiç bir şey kırala gizli kalmaz), sen kendin de bana karşı dururdun.
14. Ve Yoab: Böyle seninle vakit kaybedemem, dedi. Ve eline üç kargı aldı, ve Abşalom meşe ağacının içinde henüz sağken onları onun yüreğine sapladı.
15. Ve Yoabın silâhlarını taşıyan on genç adam Abşalomun etrafını alıp, onu vurdular ve öldürdüler.
16. Ve Yoab boru çaldı, ve kavm İsrailin ardını kovalamaktan döndü; çünkü Yoab kavmı esirgedi.
17. Ve Abşalomu aldılar, ve onu ormandaki büyük çukura attılar, ve üzerine çok büyük bir taş yığını yaptılar; ve bütün İsrail, herkes kendi çadırına kaçtı.
18. Ve Abşalom daha sağken, kıral deresinde olan direği almış ve kendisi için dikmişti; çünkü: Adımı hatırlatacak oğlum yoktur, dedi; ve direğe kendi adını koydu; ve bugüne kadar ona Abşalomun abidesi denilir.
19. Ve Tsadokun oğlu Ahimaats dedi: Şimdi RAB kıralın hakkını düşmanlarının elinden aldığını koşup ona müjdeliyeyim.
20. Ve Yoab ona dedi: Bugün sen müjdeci olmıyacaksın, fakat başka bir gün müjdelersin; fakat bugün müjdelemiyeceksin, çünkü kıralın oğlu ölmüştür.
21. Ve Yoab Kuşîye dedi: Git, gördüğünü kırala bildir. Ve Kuşî Yoaba iğildi, ve koştu.
22. Ve Tsadokun oğlu Ahimaats yine Yoaba dedi: Ne olursa olsun, rica ederim, ben de Kuşînin ardından koşayım. Ve Yoab dedi: Senin için faydalı bir müjde yokken sen niçin koşasın, oğlum?
23. Ve o dedi: Ne olursa olsun koşacağım. Ve ona: Koş, dedi. Ve Ahimaats Havza yolundan koşup Kuşîyi geçti.
24. Ve Davud iki kapı arasında oturuyordu: ve nöbetçi kapının damına, duvara çıktı, ve gözlerini kaldırıp baktı, ve işte, bir adam tek başına koşuyordu.
25. Ve nöbetçi çağırıp kırala bildirdi. Ve kıral dedi: Eğer tek başına ise, ağzında müjde vardır. Ve adam gittikçe yaklaşıyordu.
26. Ve nöbetçi koşan başka bir adam gördü; ve nöbetçi kapıcıya bağırdı: İşte, tek başına koşan bir adam, dedi. Ve kıral dedi: O da müjdecidir.
27. Ve nöbetçi dedi: Birincinin koşmasına bakıyorum, Tsadokun oğlu Ahimaatsın koşmasına benziyor. Ve kıral dedi: O iyi adamdır, ve iyi müjde ile geliyor.
28. Ve Ahimaats bağırıp kırala: Selâmet, dedi. Ve kırala iğilip yüz üstü yere kapandı, ve dedi: Allahın RAB mubarek olsun, efendim kırala karşı el kaldıran adamları teslim etti.
29. Ve kıral dedi: O genç, Abşalom, selâmette mi? Ve Ahimaats dedi: Yoab kıralın kulunu, ve bu kulunu gönderdiği zaman büyük bir kargaşalık gördüm, fakat ne olduğunu anlamadım.
30. Ve kıral dedi: Bir yana çekil de burada dur. Ve o çekilip durdu.
31. Ve işte, Kuşî geldi; ve Kuşî dedi: Efendim kırala müjde; çünkü RAB sana karşı bütün ayaklananların elinden bugün senin hakkını aldı.
32. Ve kıral Kuşîye dedi: O genç, Abşalom, selâmette mi? Ve Kuşî dedi: Efendim kıralın düşmanları, ve kötülük için sana karşı ayaklananların hepsi o genç gibi olsunlar.
33. Ve kıral heyecanından titriyerek kapı üzerindeki odaya çıktı, ve ağladı; ve giderken böyle diyordu: Oğlum Abşalom, oğlum, oğlum Abşalom! keşke senin yerine ben ölse idim, ey Abşalom, oğlum, oğlum!

BAP 17

VE Ahitofel Abşaloma dedi: Şimdi on iki bin kişi seçeyim, ve kalkayım, bu gece Davudun ardını kovalıyayım;
2. ve o yorgun ve elleri zayıfken üzerine varırım, ve onu korkuturum; ve yanında olan bütün kavm kaçar; ve yalnız kıralı vururum;
3. ve bütün kavmı sana geri getiririm; aradığın adamın vurulması bütün kavmın dönmesi demektir; ve bütün kavm selâmette olur.
4. Ve bu söz Abşalomun gözünde, ve bütün İsrail ihtiyarlarının gözünde doğru göründü.
5. Ve Abşalom dedi: Şimdi Arklı Huşayı de çağır, onun diyeceğini de dinliyelim.
6. Ve Huşay Abşaloma geldi, ve Abşalom ona söyliyip dedi: Ahitofel böyle söyledi; onun sözünü yapalım mı? değilse, sen söyle.
7. Ve Huşay Abşaloma dedi: Ahitofelin bu kere verdiği öğüt iyi değil.
8. Ve Huşay dedi: Biliyorsun ki, baban ve adamları kahramandırlar, ve kırda yavrularından edilen ayı gibi canları yanmış adamlardır; ve baban cenk adamıdır, ve kavmla bir arada gecelemez.
9. İşte, şimdi o çukurlardan birinde, yahut başka bir yerde gizlenmiştir; ve vaki olacak ki, başlangıçta bunlardan düşenler olunca her işiten: Abşalomun ardınca giden kavmda kırgın var, diyecek.
10. Yüreği aslan yüreği gibi olan yiğit oğlu bile tamamen eriyecektir; çünkü bütün İsrail biliyor ki, baban kahramandır, ve onunla beraber olanlar yiğit adamlardır.
11. Fakat ben şöyle öğüt veririm: Dandan Beer-şebaya kadar bütün İsrail, çoklukça deniz kenarındaki kum gibi, senin yanına toplansın; ve sen kendin cenge gidersin.
12. Ve bulunacağı yerlerden birinde onun üzerine geliriz, ve yere çiğ düşer gibi onun üzerine düşeriz; ve kendisini ve onunla beraber olan adamlardan birini bile bırakmayız.
13. Ve eğer bir şehre çekilmişse, o zaman bütün İsrail o şehre ipler getirirler, ve yerinde ufak bir taş bulunmayıncıya kadar onu vadiye çekeriz.
14. Ve Abşalomla bütün İsrail adamları dediler: Arklı Huşayın öğüdü Ahitofelin öğüdünden iyidir. Çünkü RAB Abşalomun üzerine kötülük getirsin diye Ahitofelin iyi öğüdünü bozmağı RAB tertiplemişti.
15. Ve Huşay Tsadok ve Abiatar kâhinlere dedi: Ahitofel Abşaloma ve İsrail ihtiyarlarına böyle öğüt verdi; ben de şöyle öğüt verdim.
16. Ve şimdi çabuk gönderin, ve Davuda bildirip diyin: Bu geceyi çölün geçitlerinde geçirme, fakat mutlaka geç; yoksa kıral, ve kendisile beraber olan bütün kavm yutulacaklardır.
17. Ve Yonatanla Ahimaats En-rogelde duruyorlardı; ve bir hizmetçi kız gidip onlara bildirecek, onlar da kırala bildireceklerdi; çünkü şehre girip görünmeleri olamazdı.
18. Fakat bir genç onları görüp Abşaloma bildirdi; ve onların ikisi çabuk gittiler, ve Bahurimde bir adamın evine girdiler, ve onun avlusunda bir kuyusu vardı; ve onun içine indiler.
19. Ve kadın bir örtü alıp kuyunun ağzına yaydı, ve onun üzerine bulgur serdi, ve bir şey bilinmedi.
20. Ve Abşalomun kulları eve, kadının yanına gelip dediler: Ahimaats ve Yonatan nerede? Ve kadın onlara: Su arkını geçtiler, dedi. Ve onlar araştırdılar, ve bulamıyınca Yeruşalime döndüler.
21. Ve adamlar gittikten sonra vaki oldu ki, bunlar kuyudan çıktılar, ve gidip kıral Davuda bildirdiler; ve Davuda dediler: Kalkın, ve suyu çabuk geçin; çünkü Ahitofel size karşı böyle öğüt verdi.
22. Ve Davud, ve yanında olan bütün kavm kalktılar, ve Erdeni geçtiler; sabah ağarıncıya kadar Erdeni geçmemiş bir adam bile kalmadı.
23. Ve Ahitofel kendi öğüdüne göre yapılmadığını görünce, eşeğine palan vurdu, ve kalkıp şehrine, evine gitti, ve evinin işini tertipledikten sonra kendini boğdu; ve öldü, ve babasının kabrine gömüldü.
24. Ve Davud Mahanaime geldi. Ve Abşalom, kendisi ve yanında olan bütün İsrail adamları Erdeni geçtiler.
25. Ve Abşalom Yoabın yerine Amasayı ordunun başına koydu. Ve Amasa İsrailî İtra isminde bir adamın oğlu idi, ve o Yoabın anası Tseruyanın kızkardeşi ve Nahaşın kızı olan Abigalın yanına girmişti.
26. Ve İsraille Abşalom Gilead diyarında ordugâh kurdular.
27. Ve vaki oldu ki, Davud Mahanaime geldiği zaman, Ammon oğullarının Rabba şehrinden Nahaşın oğlu Şobi, ve Lo-debardan Ammielin oğlu Makir, ve Rogelimden Gileadlı Barzillay
28. döşekler, ve leğenler, ve çömlekler, ve Davudla yanında olan kavm yesin diye buğday, ve arpa, ve un, ve kavrulmuş buğday, ve bakla, ve mercimek, ve kavrulmuş nohut,
29. ve bal, ve tereyağı, ve koyunlar, ve inek peyniri getirdiler; çünkü dediler: Kavm çölde acıkmış, yorulmuş ve susamıştır.

BAP 16

VE Davud yokuşun başını biraz geçince, işte, Mefiboşetin hizmetçisi Tsiba, iki yüz ekmek, ve yüz salkım kuru üzüm, ve yüz yaz yemişi, ve bir tulum şarap yüklü bir çift semerli eşekle onu karşıladı.
2. Ve kıral Tsibaya dedi: Bunları ne yapacaksın? Ve Tsiba dedi: Eşekler kıralın ev halkının binmesi için; ve ekmekle yaz yemişi uşakların yemesi için; ve şarap çölde yorgunların içmesi içindir.
3. Ve kıral dedi: Ya efendinin oğlu nerede? Ve Tsiba kırala dedi: İşte, Yeruşalimde kaldı; çünkü: Bugün İsrail evi babamın kırallığını bana geri verecektir, dedi.
4. Ve kıral Tsibaya dedi: İşte, Mefiboşetin her şeyi senindir. Ve Tsiba dedi: Ayağınızın toprağıyım, efendim kıral, senin gözünde lûtuf bulayım.
5. Ve kıral Davud Bahurime geldi, ve işte, oradan Saul evinin aşiretinden bir adam çıktı, ve onun adı Gera oğlu Şimei idi; çıktı, ve çıkarken lânet ediyordu.
6. Ve Davuda, ve kıral Davudun bütün kullarına taş atıyordu; ve bütün kavm ve bütün yiğitler Davudun sağında ve solunda idiler.
7. Ve Şimei lânet ederken böyle diyordu: Çık, çık, ey kanlı adam, ve alçak adam;
8. yerine kıral olduğun Saul evinin bütün kanını, RAB senin üzerine döndürdü; ve RAB kırallığı oğlun Abşalomun eline verdi; ve işte, kendi kötülüğünde tutuldun, çünkü sen kanlı adamsın.
9. Ve Tseruyanın oğlu Abişay kırala dedi: Niçin bu ölü köpek efendim kırala lânet etsin? rica ederim, geçeyim, ve onun başını uçurayım.
10. Ve kıral dedi: Ey Tseruyanın oğulları, benden size ne? mademki lânet ediyor; ve mademki RAB: Davuda lânet et, dedi, öyle ise kim: Niçin böyle yaptın, diyecek?
11. Ve Davud Abişaya ve bütün kullarına dedi: İşte, benim sulbümden olan oğlum benim canımı arıyınca, şimdi bu Benyaminli daha fazlasını yapmaz mı? onu bırakın da lânet etsin; çünkü RAB ona emretmiştir.
12. Belki RAB bana edilen haksızlığa bakar da, bugün onun ettiği lânetler yerine RAB bana iyilikle öder.
13. Ve Davudla adamları yolda gidiyorlardı; ve Şimei onun karşısında, dağın yamacında gidiyordu, ve giderken lânet ediyor, ve ona taş atıyor, ve toprak atıyordu.
14. Ve kıralla yanında olan bütün kavm yorgun vardılar; ve orada dinlendi.
15. Ve Abşalom ile bütün kavm, İsrail adamları, Yeruşalime geldiler, ve Ahitofel onunla beraberdi.
16. Ve vaki oldu ki, Davudun dostu Arklı Huşay Abşalomun yanına geldi ve Huşay Abşaloma: Yaşasın kıral! Yaşasın kıral! dedi.
17. Ve Abşalom Huşaya dedi: Dostuna iyiliğin bu mudur? niçin dostunla beraber gitmedin?
18. Ve Huşay Abşaloma dedi: Hayır; fakat RABBİN, ve bu kavmın, ve bütün İsrail adamlarının seçtiği adamın olacağım, ve onunla kalacağım.
19. Ve bir de, ben kime hizmet edeceğim? Onun oğlunun önünde değil mi? babanın önünde nasıl hizmet ettimse senin önünde de öyle olacağım.
20. Ve Abşalom Ahitofele dedi: Öğüdünüzü verin, ne yapalım?
21. Ve Ahitofel Abşaloma dedi: Evi beklemek için babanın bıraktığı cariyelerin yanına gir; ve babana mekruh olduğunu bütün İsrail işitecek; ve seninle beraber olanların hepsinin elleri kuvvetlenecektir.
22. Ve damın üzerine Abşalom için çadır kurdular; ve bütün İsrailin gözü önünde Abşalom babasının cariyeleri yanına girdi.
23. O günlerde Ahitofelin verdiği öğüt Allahın kelâmını soran bir adamınki gibi idi; Ahitofelin her öğüdü Davud için de Abşalom için de böyle idi.

BAP 15

VE bundan sonra vaki oldu ki, Abşalom kendisi için bir araba ile atlar, ve önünde koşmak üzre elli adam hazırladı.
2. Abşalom erken kalkardı, ve kapı yolunun kenarında dururdu; ve vaki olurdu ki, hüküm için kırala götürülecek dava sahibi her adamı Abşalom yanına çağırır; ve: Sen hangi şehirdensin? derdi. Ve o: Kulun İsrail sıptlarının birindendir, derdi.
3. Ve Abşalom ona derdi: Bak, senin işlerin iyi ve doğrudur; fakat kıral tarafından seni dinliyecek kimse yoktur.
4. Ve Abşalom derdi: Keşke memlekette beni hâkim koysalar, ve davası yahut muhakemesi olan her adam bana gelse, ve ona adalet etsem!
5. Ve vaki olurdu ki, bir adam ona iğilmek için yaklaştığı zaman elini uzatır, ve onu tutar, ve onu öperdi.
6. Ve hüküm için kırala gelen bütün İsraile Abşalom böyle yapardı; ve Abşalom İsrail adamlarının yüreğini çaldı.
7. Ve kırk* yıl sonunda vaki oldu ki, Abşalom kırala dedi: Rica ederim, gideyim, RABBE adamış olduğum adağımı Hebronda ödiyeyim.
8. Çünkü kulun: Gerçek RAB beni Yeruşalime geri getirirse, RABBE kulluk edeyim, diye Suriyede Geşurda oturduğum zaman adak adadım.
9. Ve kıral ona: Selâmetle git, dedi. Ve o kalkıp Hebrona gitti.
10. Ve Abşalom İsrail sıptlarının hepsine çaşıtlar gönderip dedi: Boru sesini işittiğiniz zaman: Abşalom Hebronda kıral oldu, diyeceksiniz.
11. Ve Yeruşalimden çağırılmış olan iki yüz kişi Abşalomla beraber gittiler, ve onlar temiz yürekle gidiyorlardı, ve hiç bir şey bilmiyorlardı.
12. Ve Abşalom kurbanları arzederken Davudun müşaviri Gilolu Ahitofeli kendi şehrinden, Gilodan getirtti. Ve fesat cemiyeti kuvvetli idi; çünkü Abşalomla olan kavm git gide çoğalıyordu.
* Bazı metinlerde dört.
13. Ve Davuda haber veren bir adam gelip dedi: İsrail adamlarının yüreği Abşalomun arkasındadır.
14. Ve Davud Yeruşalimde, yanında olan bütün kullarına dedi: Kalkın da kaçalım; yoksa Abşalomun önünden kaçıp kurtulan olmıyacak; gitmek için çabuk davranın, yoksa bize çabuk yetişir, ve başımıza belâ getirir, ve şehri kılıçtan geçirir.
15. Ve kıralın kulları kırala dediler: Efendim kıralın beğendiği ne ise, işte biz kullarınız!
16. Ve kıral, ve ardı sıra bütün ev halkı çıktı. Ve kıral, cariyelerden on kadını evi beklemek için bıraktı.
17. Ve kıral, ve ardı sıra bütün kavm çıktı; ve Beyt-merhakta durdular.
18. Ve bütün kulları onun yanından geçtiler, ve bütün Keretîler, ve bütün Peletîler, ve bütün Gatlılar, Gattan onun ardınca gelmiş olan altı yüz kişi, kıralın önünden geçtiler.
19. Ve kıral Gatlı İttaya dedi: Niçin sen de bizimle gidiyorsun? dön, ve kıralla beraber kal; çünkü sen yabancısın, ve yurdundan sürülmüş bir adamsın; kendi yerine dön.
20. Daha dün geldin; bugün seni bizimle beraber mi dolaştırayım? Ben nereye gidebilirsem gideceğim. Dön, ve kardeşlerini de döndür; inayet ve hakikat seninle beraber olsun.
21. Ve İttay kırala cevap verip dedi: Hay olan RABBİN hakkı, ve efendim kıralın hayatı hakkı için, efendim kıral nerede ise, mutlaka bu kulun da, ölüm için olsun, hayat için olsun, orada olacaktır.
22. Ve Davud İttaya dedi: Yürü ve geç. Ve Gatlı İttay, ve bütün adamları, ve yanında olan bütün çocuklar geçtiler.
23. Ve bütün memleket yüksek sesle ağlıyordu, ve bütün kavm geçtiler; ve kıral da Kidron vadisini geçti; ve bütün kavm çöl yoluna doğru geçtiler.
24. Ve işte, Tsadok da, Allahın ahit sandığını taşıyan bütün Levililerle beraber geldi; ve Allahın sandığını yere koydular; ve bütün kavm şehirden tamamen geçinciye kadar Abiatar yüksek bir yere çıktı.
25. Ve kıral Tsadoka dedi: Allahın sandığını şehre döndür; RABBİN gözünde lûtuf bulursam beni geri getirir, ve onu ve meskenini bana gösterir;
26. fakat: Senden razı değilim, derse; işte ben, gözünde iyi olanı bana yapsın.
27. Ve kıral kâhin Tsadoka dedi: Sen Gören değil misin? sen ve oğlun Ahimaats, ve Abiatarın oğlu Yonatan, sizinle beraber iki oğlunuz selâmetle şehre dönün.
28. Bakın, sizden bana ahvali bildiren söz gelinciye kadar, ben çölün geçitlerinde eğleşeceğim.
29. Ve Tsadokla Abiatar Allahın sandığını Yeruşalime geri götürdüler; ve orada kaldılar.
30. Ve Davud Zeytinlik dağının yokuşundan çıkıyor, ve çıkarken ağlıyordu; ve başı örtülü idi, ve yalın ayak yürüyordu; ve kendisi ile beraber olan bütün kavm, herkes başını örtmüştü, ve çıkıyorlar, ve çıkarken ağlıyorlardı.
31. Ve biri: Ahitofel Abşalomun yanında, fesatçılar arasındadır, diye Davuda bildirdi. Ve Davud dedi: Ya RAB, niyaz ederim, Ahitofelin öğüdünü boşa çıkar.
32. Ve vaki oldu ki, Davud Allaha secde kılınan tepe başına gelince, işte, Arklı Huşay, esvabı yırtılmış, ve başı üzerinde toprak olarak, onu karşılamağa geldi.
33. Ve Davud ona dedi: Eğer benimle beraber geçersen, bana yük olursun;
34. fakat eğer şehre döner, ve Abşaloma: Ey kıral, ben senin kulun olacağım; geçmişte nasıl babanın kulu oldumsa, şimdi de öyle senin kulun olacağım, dersen, o zaman benim için Ahitofelin öğüdünü bozarsın.
35. Ve Tsadok ve Abiatar kâhinler orada seninle beraber değil mi? ve vaki olacak ki, kıralın evinden işiteceğin her şeyi Tsadok ve Abiatar kâhinlere bildireceksin.
36. İşte, orada onların yanında iki oğulları, Tsadokun oğlu Ahimaats, ve Abiatarın oğlu Yonatan vardır; ve işiteceğiniz her şeyi onların elile bana göndereceksiniz.
37. Ve Davudun dostu Huşay şehre girdi; Abşalom da Yeruşalime girdi.

BAP 14

VE Tseruyanın oğlu Yoab kıralın gönlü Abşalomda olduğunu anladı.
2. Ve Yoab Tekoaya gönderip oradan akıllı bir kadın getirtti, ve ona: Rica ederim, kendini yaslı göster, ve rica ederim, yas esvabını giyin, ve yağ sürünme, ve çok günler ölü için yas tutan bir kadın gibi ol;
3. ve kıralın yanına girip ona şöyle söyle, dedi. Ve Yoab ona ne diyeceğini öğretti.
4. Ve Tekoalı kadın kırala söyledi, ve yüz üstü yere düşüp kapandı, ve dedi: Kurtar, ey kıral!
5. Ve kıral ona dedi: Nen var? Ve kadın dedi: Gerçekten ben bir dul kadınım, ve kocam ölmüştür.
6. Ve cariyenin iki oğlu vardı, ve ikisi kırda kavga ettiler, ve onları ayıran yoktu, ve biri obirini vurdu, ve onu öldürdü.
7. Ve işte, bütün aşiret cariyene karşı kalktı, ve: Kardeşini vuranı ver de öldürdüğü kardeşinin canına bedel olarak onu öldürelim, mirasçı olanı da helâk edelim, diyorlar. Ve geri kalan közümü söndürecekler, ve kocama yer yüzünde ad ve artakalan kimse bırakmıyacaklar.
8. Ve kıral kadına dedi: Evine git, ve ben senin hakkında emrederim.
9. Ve Tekoalı kadın kırala dedi: Efendim kıral, haksızlık benim üzerime, ve babamın evi üzerine olsun; ve kıralla onun tahtı suçsuz olsun.
10. Ve kıral dedi: Kim sana bir şey söylerse onu yanıma getir, ve artık bir daha sana dokunmaz.
11. Ve kadın dedi: Rica ederim, kıral Allahı RABBİ hatırlasın da kan öcünü alan artık harap etmesin, yoksa oğlumu helâk edecekler. Ve o dedi: Hay olan RABBİN hakkı için, oğlunun başından bir kıl yere düşmiyecektir.
12. Ve kadın dedi: Rica ederim, cariyen efendim kırala bir söz söylesin. Ve o: Söyle, dedi.
13. Ve kadın dedi: Öyle ise niçin Allahın kavmına karşı böyle bir şey kurdun? çünkü kıral bu sözü söylemekte suçlu bir adam gibi oluyor, çünkü kıral sürdüğü adamı geri getirmiyor.
14. Çünkü mutlaka öleceğiz, ve yere dökülüp yine toplanamıyan su gibiyiz; Allah da canı çekip almaz, ve sürdüğü adamı kendisinden uzağa atılmasın diye çareler düşünür.
15. Ve şimdi efendim kırala bu sözü söylemek için geldiğimin sebebi şudur ki, kavm beni korkuttular; ve cariyen dedi: Şimdi kırala söyliyeyim; belki kıral cariyesinin sözünü yapar.
16. Çünkü cariyesini ve oğlunu birlikte Allahın mirasından söküp atmak istiyenin elinden onu kurtarmak için kıral dinliyecektir.
17. Ve cariyen dedi: Rica ederim, efendim kıralın sözü rahatlık versin; çünkü iyiyi ve kötüyü anlamakta Allahın meleği ne ise efendim kıral da öyledir; ve Allahın RAB seninle beraber olsun.
18. Ve kıral cevap verip kadına dedi: Senden soracağım şeyi benden gizleme. Ve kadın dedi: Efendim kıral şimdi söylesin.
19. Ve kıral dedi: Bunun hepsinde Yoabın eli seninle mi? Ve kadın cevap verip dedi: Efendim kıral, canının hayatı hakkı için, kıralın söylediği hiç bir şeyden kimse sağa ve sola dönemez; çünkü kulun Yoab, o bana emretti, ve cariyene bütün bu sözleri o öğretti;
20. kulun Yoab işin yüzünü değiştirmek için bu şeyi yaptı; ve efendim dünyada olan her şeyi bilmek için Allahın meleğinin hikmetine göre akıllıdır.
21. Ve kıral Yoaba dedi: İşte, şimdi bu şeyi yaptım; bunun için git, genci, Abşalomu geri getir.
22. Ve Yoab yüz üstü yere düşüp kapandı, ve kıralı mubarak kıldı; ve Yoab dedi: Efendim kıral, bugün senin gözünde lûtuf bulduğumu bu kulun biliyor, çünkü kıral bu kulunun sözünü yaptı.
23. Ve Yoab kalkıp Geşura gitti, ve Abşalomu Yeruşalime getirdi.
24. Ve kıral dedi: Evine dönsün, fakat benim yüzümü görmesin. Ve Abşalom evine döndü, ve kıralın yüzünü görmedi.
25. Ve bütün İsrailde Abşalom kadar güzelliği için övülecek kimse yoktu. Ayağının tabanından başının tepesine kadar kendisinde kusur yoktu.
26. Ve başının saçını kestiği zaman (ve her yılın sonunda keserdi; kendisine ağır olduğu için onu keserdi), başının saçını kıral tartısı ile iki yüz şekel* tartardı.
27. Ve Abşaloma üç oğulla bir kız doğdu, ve kızın adı Tamardı; bakılışı güzel bir kadındı.
* Tartılar ve ölçüler cetveline bak.
28. Ve Abşalom tam iki yıl Yeruşalimde oturdu; ve kıralın yüzünü görmedi.
29. Ve Abşalom Yoabı kıralın yanına göndermek için ona adam gönderdi; ve o yanına gelmek istemedi; ve ikinci kere yine gönderdi, ve gelmek istemedi;
30. Ve kullarına dedi: Bakın, Yoabın tarlası benimkine yakındır, ve orada arpası var; gidip ona ateş verin. Ve Abşalomun kulları tarlaya ateş verdiler.
31. Ve Yoab kalkıp Abşaloma, evine geldi, ve ona dedi: Niçin kulların tarlama ateş verdiler?
32. Ve Abşalom Yoaba dedi: İşte, sana gönderip dedim: Buraya gel, ve: Geşurdan niçin geldim? hâlâ orada olsa idim benim için daha iyi olurdu, diyerek seni kırala göndereyim. Ve şimdi kıralın yüzünü göreyim; ve eğer bende fesat varsa beni öldürsün.
33. Ve Yoab kırala geldi, ve ona bildirdi; ve Abşalomu çağırdı, ve kırala geldi, ve kıralın önünde yüz üstü yere iğildi; ve kıral Abşalomu öptü.

BAP 13

VE bundan sonra vaki oldu ki, Davudun oğlu Abşalomun güzel bir kızkardeşi vardı, ve onun adı Tamardı; ve Davudun oğlu Amnon onu sevdi.
2. Ve Amnon kızkardeşi Tamar için hasta düşecek kadar dertlendi; çünkü ere varmamış kızdı; ve Amnonun gözünde ona bir şey yapmak güç göründü.
3. Ve Amnonun Yonadab isminde bir dostu vardı, Davudun kardeşi Şimeanın oğlu idi. Ve Yonadab çok akıllı bir adamdı.
4. Ve ona dedi: Ey kıral oğlu, sen niçin günden güne böyle zayıflıyorsun? bana bildirmez misin? Ve Ammon ona dedi: Kardeşim Abşalomun kızkardeşi Tamarı seviyorum.
5. Ve Yonadab ona dedi: Yatağına girip kendini hasta göster; ve baban seni görmeğe gelince ona de: Rica ederim, kızkardeşim Tamar gelsin, ve bana ekmek yedirsin, gözümün önünde yemek hazırlasın ki, yaptığını göreyim ve elinden yiyeyim.
6. Ve Ammon yatıp kendini hasta gösterdi; ve kıral onu görmeğe gelince Amnon kırala dedi: Rica ederim, kızkardeşim Tamar gelsin, ve gözümün önünde iki pide yapsın da onun elinden yiyeyim.
7. Ve Davud eve, Tamara gönderip dedi: Şimdi kardeşin Amnonun evine git ve ona yemek hazırla.
8. Ve Tamar kardeşi Amnonun evine gitti; ve o yatıyordu. Ve Tamar hamur alıp yoğurdu, ve onun gözü önünde pideler yaptı, ve pideleri pişirdi.
9. Ve tavayı alıp onun önünde boşalttı; fakat o yemek istemedi. Ve Amnon dedi: Yanımdan herkesi çıkarın. Ve hepsi yanından çıktılar.
10. Ve Amnon Tamara dedi: Yemeği odaya getir de senin elinden yiyeyim. Ve Tamar yapmış olduğu pideleri alıp odaya, kardeşi Amnona getirdi.
11. Ve onları yesin diye yanına getirince, onu tuttu, ve ona dedi: Gel benimle yat, kızkardeşim.
12. Ve ona dedi: Hayır kardeşim, beni alçaltma; çünkü İsrailde böyle şey olmaz; bu deliliği etme.
13. Ve ben utancımı nereye götüreyim? ve sen İsrailde delilerden biri gibi olacaksın. Ve şimdi rica ederim, kırala söyle; çünkü beni senden esirgemez.
14. Fakat onun sözünü dinlemek istemedi; ve ondan kuvvetli olduğundan onu alçalttı, ve onunla yattı.
15. O zaman Amnon ondan pek çok nefret etti; şöyle ki, ona olan nefreti onun için duymuş olduğu sevgiden daha büyüktü. Ve Amnon ona: Kalk, git, dedi.
16. Ve o dedi: Hayır, çünkü beni kovmakla yaptığın bu kötülük bana yapmış olduğun obir kötülükten daha büyüktür. Fakat onu dinlemek istemedi.
17. Ve kendisine hizmet eden uşağını yanına çağırıp dedi: Şunu yanımdan dışarı çıkar, ve arkasından kapıyı sürmele.
18. Ve kızın üzerinde alaca entari vardı; çünkü kıralın ere varmamış kızları böyle esvap giyerlerdi. Ve hizmetçi onu dışarı çıkardı, ve arkasından kapıyı sürmeledi.
19. Ve Tamar başına kül saçtı, ve üzerinde olan alaca entariyi yırttı; ve elini başına koyup gitti, ve giderken bağırıyordu.
20. Ve kardeşi Abşalom ona dedi: Kardeşin Amnon seninle mi idi? ve şimdi, kardeşim sus; o senin kardeşindir; bu şeyi yüreğine koyma. Ve Tamar kardeşi Abşalomun evinde hüzünlü oturuyordu.
21. Ve kıral Davud bütün bu şeyleri işitince çok öfkelendi.
22. Ve Abşalom Amnona iyi kötü birşey demedi; çünkü kızkardeşi Tamarı alçaltmış olduğu için Abşalom Amnondan nefret etti.
23. Ve tam iki yıl sonra Efraimin yanında olan Baal-hatsorda Abşalomun koyun kırkıcıları vardı; ve Abşalom kıralın bütün oğullarını çağırdı.
24. Ve Abşalom kıralın yanına gelip dedi: İşte, bu kulunun koyun kırkıcıları var; rica ederim, kıral ve kulları bu kulunla gitsinler.
25. Ve kıral Abşaloma dedi: Hayır oğlum, hepimiz gitmiyelim, ve sana ağırlık olmıyalım. Ve onu zorladı, fakat gitmek istemedi, ve onu mubarek kıldı.
26. Ve Abşalom dedi: Bari kardeşim Amnon bizimle beraber gitsin. Ve kıral ona dedi: Niçin seninle gitsin?
27. Ve Abşalom onu zorladı, ve Amnonu ve kıralın bütün oğullarını onunla gönderdi.
28. Ve Abşalom uşaklarına emredip dedi: Bakın, Amnonun yüreği şarapla neşeli olunca, size: Amnonu vurun, diyeceğim; o zaman onu öldürün; korkmayın; size emreden ben değil miyim? yürekli olun ve yiğit olun.
29. Ve Abşalomun uşakları Amnona Abşalomun emrettiği gibi yaptılar. Ve kıralın bütün oğulları kalktılar, ve her biri katırına binip kaçtı.
30. Ve vaki oldu ki, onlar yolda iken: Abşalom kıralın bütün oğullarını vurdu, ve onlardan kimse kalmadı, diye Davuda haber geldi.
31. Ve kıral kalktı, ve esvabını yırtıp yere yattı; ve bütün kulları esvapları yırtılmış olarak yanında duruyorlardı.
32. Ve Davudun kardeşi Şimeanın oğlu Yonadab cevap verip dedi: Bütün gençleri, kıralın oğullarını öldürdüler diye efendim zannetmesin; çünkü yalnız Amnon ölmüştür; çünkü kızkardeşi Tamarı alçalttığı günden beri bu şey Abşalomun emrile kararlaşmıştı.
33. Ve şimdi kıralın bütün oğulları öldüler diye efendim kıral yüreğine koymasın, çünkü yalnız Amnon ölmüştür.
34. Ve Abşalom kaçtı. Ve nöbetçi uşak gözlerini kaldırıp baktı, ve işte, arkadaki yoldan, dağın yamacından büyük bir kalabalık geliyordu.
35. Ve Yonadab kırala dedi: İşte, kıralın oğulları geliyorlar; kulun nasıl dedi ise öyledir.
36. Ve vaki oldu ki, söylemeği bitirdiği zaman, işte, kıralın oğulları geldiler, ve yüksek sesle ağladılar; ve kıral ve bütün kulları da pek çok ağladılar.
37. Ve Abşalom kaçıp Geşur kıralı Ammihurun oğlu Talmayın yanına gitti. Ve Davud oğlu için her gün yas tutuyordu.
38. Ve Abşalom kaçıp Geşura gitti; ve orada üç yıl kaldı.
39. Ve kıral Davudun canı Abşalomun yanına çıkmak istiyordu; çünkü Amnon ölmüş olduğu için onun hakkında teselli bulmuştu.

BAP 12

VE RAB Natanı Davuda gönderdi. Ve yanına gelip ona dedi: Bir şehirde biri zengin ve obiri fakir iki adam vardı.
2. Zengin adamın pek çok koyunları sığırları vardı;
3. ve fakir adamın satın almış ve beslemiş olduğu küçük bir dişi kuzudan başka bir şeyi yoktu; ve kuzu onun yanında kendisile ve çocukları ile beraber büyümüştü; ve lokmasından yer, tasından içerdi, ve koynunda yatardı, ve kendi kızı gibi idi.
4. Ve zengin adama bir yolcu geldi, ve kendisine gelen yolcuya hazırlamak için kendi koyunlarından ve kendi sığırlarından almağa kıymadı, fakat fakir adamın kuzusunu aldı, ve yanına gelen adam için onu hazırladı.
5. Ve o adama karşı Davudun öfkesi çok alevlenip Natana dedi: Hay olan RABBİN hakkı için bunu yapan adam ölüm oğludur;
6. ve bu şeyi yaptığı ve acımadığı için kuzuyu dört kat ödiyecektir.
7. Ve Natan Davuda dedi: O adam sensin. İsrailin Allahı RAB şöyle diyor: Ben seni İsrail üzerine kıral olarak meshettim, ve ben seni Saulun elinden kurtardım;
8. ve efendinin evini sana ve efendinin karılarını koynuna verdim, ve İsraille Yahuda evini sana verdim; ve eğer bu az gelse idi, sana daha neler neler verirdim.
9. Niçin RABBİN gözünde kötü olanı yaparak onun sözünü hor gördün? Hittî Uriyayı kılıçla vurdun, ve karısını kendine karı olarak aldın, ve Uriyayı Ammon oğullarının kılıçı ile vurdun.
10. Ve şimdi kılıç ebediyen senin evinden ayrılmıyacak, çünkü beni hor gördün, ve Hittî Uriyanın karısını kendine karı olarak aldın,
11. RAB böyle diyor: İşte, kendi evinden sana karşı kötülük çıkaracağım; ve senin gözlerinin önünde karılarını alıp komşuna vereceğim, ve bu güneşin gözü önünde o senin karılarınla yatacak.
12. Çünkü sen gizlice yaptın, fakat ben bu şeyi bütün İsrailin karşısında, ve güneşin karşısında yapacağım.
13. Ve Davud Natana dedi: RABBE karşı suç ettim. Ve Natan Davuda dedi: RAB da senin suçunu sildi; ölmiyeceksin.
14. Fakat, küfretmek için bu işle RABBİN düşmanlarına büyük fırsat verdiğinden dolayı sana doğan çocuk da mutlaka ölecektir.
15. Ve Natan evine gitti.
Ve RAB Uriyanın karısından Davuda doğan çocuğu vurdu, ve çocuk çok hasta idi.
16. Ve Davud çocuk için Allahı aradı; ve Davud oruç tuttu, ve içeri girip bütün gece yerde yattı.
17. Ve evinin ihtiyarları kalktılar, ve kendisini yerden kaldırmak için yanında durdular; fakat o istemedi, ve onlarla beraber ekmek yemedi.
18. Ve yedinci gün vaki oldu ki, çocuk öldü. Ve Davudun kulları çocuğun öldüğünü ona bildirmeğe korktular; çünkü dediler: İşte, çocuk sağken ona söyledik, sözümüzü dinlemedi; çocuk öldü diye nasıl söyliyelim? Kendine bir zarar edecek.
19. Ve Davud kullarının fısıldaştıklarını gördü, ve çocuğun öldüğünü Davud anladı; ve Davud kullarına: Çocuk öldü mü? dedi. Ve: Öldü, dediler.
20. Ve Davud yerden kalktı, ve yıkanıp yağ süründü, ve esvabını değiştirdi; ve RABBİN evine girip secde kıldı; ve evine geldi; ve yemek istediği zaman önüne koydular, ve yedi.
21. Ve kulları ona dediler: Bu yaptığın şey nedir? çocuk sağken onun için oruç tuttun, ve ağladın; ve çocuk ölünce, kalktın ve ekmek yedin.
22. Ve dedi: Çocuk henüz sağken oruç tuttum ve ağladım; çünkü: Kim bilir, belki RAB bana lûtfeder de çocuk yaşar, dedim.
23. Fakat şimdi öldü, niçin oruç tutayım? artık onu geri getirebilir miyim? Ben ona gideceğim, fakat o bana dönmiyecektir.
24. Ve Davud karısı Bat-şebayı teselli etti, ve onun yanına girip onunla yattı; ve kadın bir oğul doğurdu, ve onun adını Süleyman koydu. Ve RAB onu sevdi;
25. ve peygamber Natan elile gönderdi, ve RAB uğrunda onun adını Yedidya* koydu.
* RABBİN sevgilisi.
26. Ve Yoab Ammon oğullarının Rabba şehrine karşı cenketti, ve kıral şehrini aldı.
27. Ve Yoab Davuda ulaklar gönderip dedi: Rabbaya karşı cenkettim; hem de sular şehrini aldım.
28. Ve şimdi kavmın artakalanını topla, ve şehre karşı ordugâh kurup onu al ki, ben almıyayım, ve benim adımla çağırılmasın.
29. Ve Davud bütün kavmı toplıyıp Rabbaya gitti, ve ona karşı cenkedip onu aldı.
30. Ve kırallarının tacını başından aldı; ve ağırlığı bir talant* altındı, ve onda kıymetli taş vardı; ve Davudun başına konuldu. Ve şehirden pek çok çapul malı çıkardı.
31. Ve içinde olan kavmı çıkardı, ve onları hizarlara, demir tırmıklara, ve demir baltalara koydu, ve tuğla fırınında çalıştırdı; ve Ammon oğullarının bütün şehirlerine böyle yaptı. Ve Davudla bütün kavm Yeruşalime döndüler.
* Tartılar ve ölçüler cetveline bak.

BAP 11

VE vaki oldu ki, yıl dönümünde, kıralların sefere çıktığı mevsimde, Davud Yoabı, ve onunla beraber kendi kullarını ve bütün İsraili gönderdi, ve Ammon oğullarını helâk ettiler, ve Rabbayı kuşattılar. Fakat Davud Yeruşalimde kaldı.
2. Ve akşamlayın vaki oldu ki, Davud yatağından kalktı, ve kıral evinin damı üzerinde geziniyordu; ve yıkanmakta olan bir kadını damdan gördü; ve kadının bakılışı çok güzeldi.
3. Ve Davud gönderip kadın hakkında soruşturdu. Ve biri dedi: Bu kadın Hittî Uriyanın karısı Eliamın kızı Bat-şeba değil mi?
4. Ve Davud ulaklar gönderip onu getirtti; ve kadın onun yanına geldi, ve murdarlığından tathir edilmiş olduğundan Davud onunla yattı; ve kadın evine döndü.
5. Ve kadın gebe kaldı, ve gönderip Davuda bildirildi, ve: Ben gebe kaldım, dedi.
6. Ve Davud Yoaba gönderip dedi: Hittî Uriyayı bana gönder. Ve Yoab Uriyayı Davuda gönderdi.
7. Ve Uriya yanına gelince Davud: Yoab nasıldır, ve kavm nasıldır, ve cenk ne haldedir? diye sordu.
8. Ve Davud Uriyaya dedi: Evine in ve ayaklarını yıka. Ve Uriya kıral evinden çıktı, ve ardından kıralın hediyesi çıktı.
9. Ve Uriya kıral evinin kapısında efendisinin bütün kulları ile beraber yattı, ve evine inmedi.
10. Ve Davuda: Uriya evine inmedi, diye bildirdiler. Ve Davud Uriyaya dedi: Sen yoldan gelmedin mi? niçin evine inmedin?
11. Ve Uriya Davuda dedi: Ahit sandığı, ve İsraille Yahuda haymelerde oturuyorlar; ve efendim Yoabla efendimin kulları kırlarda konmuşlarken yemek ve içmek ve karımla yatmak için ben evime mi ineyim? senin hayatın hakkı için, ve canının hayatı hakkı için, ben bu şeyi yapmam.
12. Ve Davud Uriyaya dedi: Bugün de burada kal da yarın seni göndereyim. Ve Uriya o gün ve ertesi gün Yeruşalimde kaldı.
13. Ve Davud onu çağırdı, ve onun önünde yiyip içti; ve onu sarhoş etti; ve akşamlayın efendisinin kulları ile beraber yatağında yatmak üzre çıktı, ve evine inmedi.
14. Ve sabahlayın vaki oldu ki, Davud Yoaba mektup yazdı, ve Uriyanın elile gönderdi.
15. Ve mektupta: Uriyayı şiddetli cenkte ön diziye koyun, ve onun yanından çekilin ki, vurulsun da ölsün, diye yazdı.
16. Ve vaki oldu ki, Yoab şehri muhasara altında tutarken yiğit adamların bulunduğunu bildiği yere karşı Uriyayı koydu.
17. Ve şehrin adamları çıkıp Yoabla cenkettiler; ve kavmdan, Davudun kullarından düşenler oldu, ve Hittî Uriya da öldü.
18. Ve Yoab gönderip cenk hakkında olan şeylerin hepsini Davuda bildirdi;
19. ve ulağa emredip dedi: Cenk hakkında olan bütün şeyleri kırala söylemeği bitirdiğin zaman,
20. vaki olacak ki, eğer kıral öfkelenir, ve sana: Şehre karşı cenketmek için neden o kadar yaklaştınız? duvarın üzerinden atacaklarını bilmiyor mu idiniz?
21. Yerubbeşetin oğlu Abimeleki kim vurdu? duvarın üstünden bir kadın değirmenin üst taşını onun üzerine atmadı mı, ve o Tebetste ölmedi mi? Niçin o kadar duvara yaklaştınız? derse, o zaman: Kulun Hittî Uriya da öldü, dersin.
22. Ve ulak yola çıktı, ve gelip Yoabın kendisile göndermiş olduğu şeylerin hepsini Davuda bildirildi.
23. Ve ulak Davuda dedi: Adamlar bizden zorlu çıktılar, ve bize karşı kıra çıktılar, ve kapının girilecek yerine kadar onları sürdük.
24. Ve ok atanlar duvardan kullarının üzerine attılar; ve kıralın kullarından ölenler oldu, ve kulun Hittî Uriya da öldü.
25. Ve Davud ulağa dedi: Yoaba: Bu şey gözünde kötü görünmesin, çünkü kılıç bazen bunu bazen şunu yer; şehre karşı cengini şiddetlendirip onu yık, diyeceksin; ve kendisine cesaret ver.
26. Ve Uriyanın karısı, kocası Uriyanın öldüğünü işitti, ve kocası için dövündü.
27. Ve yası geçince Davud gönderip onu evine aldı, ve onun karısı oldu, ve ona bir oğul doğurdu. Fakat Davudun yaptığı şey RABBİN önünde kötü idi.

BAP 10

VE bundan sonra vaki oldu ki, Ammon oğullarının kıralı öldü, ve oğlu Hanun onun yerine kırallık etti.
2. Ve Davud dedi: Babası bana nasıl iyilik etti ise ben de Nahaşın oğlu Hanuna edeyim. Ve Davud kulları vasıtası ile babasından ötürü onu taziye için gönderdi. Ve Davudun kulları Ammon oğulları diyarına geldiler.
3. Ve Ammon oğullarının reisleri efendileri Hanuna dediler: Davud babana hürmet için mi sana taziyeciler gönderdi sanıyorsun? Davudun sana kullarını göndermesi şehri araştırmak, ve onu çaşıtlamak, ve onu yıkmak için değil midir?
4. Ve Hanun Davudun kullarını tutup sakallarının yarısını tıraş etti, ve esvaplarını oturak yerine kadar ortadan kesti, ve onları gönderdi.
5. Ve Davuda bildirdiler, ve onları karşılamak için gönderdi; çünkü adamlar çok utanıyorlardı. Ve kıral dedi: Sakalınız bitinciye kadar Erihada oturun, ve o zaman dönün.
6. Ve Ammon oğulları Davuda mekruh olduklarını gördüler, ve Ammon oğulları gönderip Beyt-rehob Suriyelilerini ve Tsoba Suriyelilerini, yirmi bin yaya askeri, ve bin kişi ile Maaka kıralını, ve on iki bin kişi Tob ahalisini ücretle tuttular.
7. Ve Davud işitip Yoabı ve bütün yiğitler ordusunu gönderdi.
8. Ve Ammon oğulları çıkıp kapıya girilecek yerde cenge dizildiler; ve Tsoba ve Rehob Suriyeliler, ve Tob ve Maaka adamları ayrıca kırda idiler.
9. Ve önden ve arkadan cengin yüzü kendisine karşı olduğunu Yoab görünce bütün İsrailin seçme adamlarından ayırdı, ve onları Suriyelilere karşı dizdi;
10. ve kavmın artakalanlarını kardeşi Abişayın eline verdi; ve onları Ammon oğullarına karşı dizdi.
11. Ve dedi: Eğer Suriyeliler benden kuvvetli olurlarsa, o zaman sen bana yardım edersin; ve eğer Ammon oğulları senden kuvvetli olurlarsa, ben gelir sana yardım ederim.
12. Yürekli ol, ve kavmımız için, ve Allahımızın şehirleri için yiğitlikler edelim; ve RAB gözünde iyi olanı etsin.
13. Ve Yoabla yanında olan kavm Suriyelilere karşı cenk için yaklaştılar; ve Yoabın önünden onlar kaçtılar.
14. Ve Ammon oğulları Suriyelilerin kaçmış olduklarını görünce, onlar da Abişayın önünden kaçıp şehre girdiler. Yoab da Ammon oğullarından döndü, ve Yeruşalime geldi.
15. Ve İsrailin önünde bozulduklarını Suriyeliler görünce bir araya toplandılar.
16. Ve Hadarezer gönderip Irmağın öte tarafında olan Suriyelileri çıkardı, ve Hadarezerin ordu başbuğu, Şobak, onların başında olarak Helama geldiler.
17. Ve Davuda bildirildi; ve bütün İsraili toplıyıp Erdenden geçti, ve Helama geldi. Ve Suriyeliler Davuda karşı dizilip onunla cenkettiler.
18. Ve Suriyeliler İsrailin önünden kaçtılar; ve Davud Suriyelilerden yedi yüz araba cenkçilerile kırk bin atlı telef etti, ve ordu başbuğu Şobakı vurdu, ve o orada öldü.
19. Ve Hadarezerin kulları olan kıralların hepsi İsrailin önünde bozulduklarını görünce İsraille barışıklık edip onlara kulluk ettiler. Ve artık Ammon oğullarına yardım etmeğe Suriyeliler korktular.